Tubder Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Karataş: “Zaza Asimilasyonu Projesi” Resmi Olarak Başlamıştır.dedi

Karataş Açıklamalarına Şöyle Devam Etti;

  

''Toplumsal barışın ve anlaşmazlıkların çözümün de önemli bir aktör olarak görev alan ve bugüne kadar birçok ilke imza atan Siyaset Bilimci ve Toplumu Uzlaştırma ve Barış Derneği (TUBDER) yönetim kurulu başkanı Kenan Karataş bu kez de son dönemlerde T.B.M.M ve Tv. Ekranlarında tartışmalara neden olan Zazalar ve Zazaların yaşadığı sorunlara ilişkin bir basın açıklaması yaptı.Bilindiği gibi Karataş 2012 yılında barış sürecine destek vermek amacıyla üyesi olduğu partisinden ve parti ilçe başkanlığından istifa etmiş ve TUBDER’i kurmuştu.

 

Başkan Karataş, “Dernek olarak bize yansıtılan sorunların çözümü ve kamuoyuna yansıtılması konusunda din,dil,renk,etnik köken ve mezhep ayırımı yapmamayı ilke edinmiş bir yapıya sahibiz.Ve bu anlamda Zaza kardeşlerimizin bize ulaştırdıkları sorunlarını dile getirmekte asli görevimiz olacaktır” diyerek açıklamasına devam etti.

 

 

Bugüne kadar bir çok kesimin sorunlarına eğilen derneğimiz ,Zaza vatandaşlarımızın son aylarda maruz kalmaya başladığı dayatmalara,inkara ve baskılara karşı da sessiz kalmayacaktır.Zazalarla ilgili on yıllık araştırma ve tespitlerimiz vardır.Ve bu tespitlerimiz bugün bize iletilen sorunların varlık belgesi ve kanıtı niteliğindedir.Bu hususta gerekli girişimler de bulunmayı ve ilgili mercilere iletmeyi bir insanlık görevi ve demokrasinin gerekliliği olarak görmekteyiz.

 

Zaza halkı 1900’lü yıllarda uğradığı katliamlara,sürgünlere,asimilasyona ve baskılara rağmen yaşadığı bu toprakları ortak vatanı ,bayrağı ise Türkiye halklarının ortak bayrağı olarak kabul etmiş,tarih boyunca kardeşlik ve barışçıl duygularından ödün vermemiş bir halktır.

 

Türkiye’nin kültür,sosyal,dil ve etnisite mozaiği içinde yer alan ve nüfusu 5-6 milyon olan Zaza halkı Türkiye’de yaşayan otuzdan fazla etnik unsur içinde 3. Büyük nüfusa ve dile sahiptir.Zaza halkı eski tarihlerde uğradığı asimile dayatmaları neticesinde %21 gibi bir kayıp vermiş,geriye kalan %79 gibi büyük bir çoğunluk ise dayatmalara boyun eğmemiş ve aslını kaybetmemiştir.Ancak mevcut hükümetin son dönemlerde ki inkar,dayatma ve işbirlikçi tutumu yine Zaza halkını zor durumda bırakmakta ve diğer halklarla karşı karşıya getirmeye sebep olmaktadır. Çünkü bir ulusun kökenini ve ana dilini inkar etmek ve inkar ettirmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük ve vatana ihanet olarak algılanmakta ve Türkiye’yi olası yeni bir kaos ortamına sürüklemektedir .Tarih tekerrür etmemeli ve hükümet asimile politikasına biran önce son vermelidir.

 

 

Gördüğümüz kadarı ile mevcut hükümet Türkiye’nin resmi kanalı olan TRT 6'da Zaza ana dilini lehçe olarak gösterip kamuoyunu yanıltmakta ve 5-6 milyonluk Zaza nüfusunu yok saymaktadır.Yine aynı şekilde “ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAOKUL VE İMAM HATİP ORTAOKULU YAŞAYAN DİLLER VE LEHÇELER DERSİ (5- 6-7. SINIF) ÖĞRETİM PROGRAMI”n da öğrencilere okutulan kitaplarda Zazaca ana dili başka bir dilin lehçesi olarak kamuoyuna yansıtılmaktadır. Bu asimilasyon girişimi apaçık insanlık suçu olup demokrasinin ayaklar altına alınması anlamına gelmektedir.

 

Onlarca yabancı dil bilimci,toplum bilimci ve tarih bilimci Zaza halkının hiçbir ırkla bağlantısının olmadığını,Zazaların bağımsız bir etnik kökene ve dile sahip olduğunu bilimsel verilerle kanıtlayıp altına imza atmasına rağmen bu mutlak gerçekliği inkar ve asimile etmek hiçbir partinin hiçbir iktidarın ve hiçbir bireyin haddi ve lüksü olmamalıdır.Kaldı ki dünyaca ünlü ilim ve bilim adamları olanHadank, D. N. Mackenzie, Oskar Mann, V. Minorsky, Artur Christensen, Pars Kralı Dara (Darius), F.C.Andreas,Kureyşan Seceresi,Peter Lerch, Prof. Dr. Joyce Blau vs. gibi onlarca yabancı isim Zazaların ayrı bir ırk ve ayrı bir dil konuştuklarını kanıtlamış ve rapor haline getirmişlerdir.

 TUBDER olarak öncelikle Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ,Başbakanımız Sn. Ahmet Davutoğlu’ndan,TRT Genel Müdüründen ve CHP Genel Başkanı Sn. Kılıçdaroğlu’ndan ve diğer demokratik sivil toplum kuruluşlarından Zaza halkının bağımsız bir etnik unsur olarak kabul edilmesini ve Zaza dilinin Zaza halkının ana dili olduğunun kamuoyuna açıklanmasını talep ediyoruz..Ve yine mevcut iktidarı biran önce Zazaca ana dilde yayın yapan bağımsız bir Tv kanalını faaliyete koymalı ve MEB okuttuğu seçmeli ders kitapların dan Zazacanın lehçe olduğu ibaresini kaldırmalıdır.

 

 

Türkiye halkları ve en önemlisi de Türkiye basını Zazalar üzerinde oynanan bu oyuna izin vermemeli ve Zazaların yanında olmalıdır.Ve çok iyi biliyoruz ki bugünden sonra asimile olmuş Zazalar ve bazı taşeron gruplar ekranlara çıkıp Zazaların farklı etniğe sahip olduğunu ve dillerinin lehçe olduğunu savunacaklardır.Siz duyarlı Türkiye halkları ve demokrat basın mensupları bu tip insanlara rastladığınız anda çok iyi bilin ki onlar, birlikte yaşam teorisinden ve kardeşlik duygusundan yoksun, emperyalist ihanetçiler ve Türkiye düşmanlarıdır.Son olarak şunu belirtmek isteriz ki,Zaza kardeşlerimizin ve Zaza derneklerinin üzerinde durmamızı talep ettiği diğer bir konu da,hükümetin Zazalar üzerinde ki asimile politikasına devam etmesi halinde 2015 genel seçimlerinde sandığa gitmeme kararıdır.Umarım bizim bu açıklamamız ilgili mercilerin harekete geçmesine vesile olur ve asimile dayatmalarına son verilir.Bu konu da bize düşen her türlü göreve hazır olduğumuzu da belirtmek isteriz''.dedi.